A: Present perfect tense’in Türkçede tam karşılığı yoktur. Bu nedenle anlaşılmasında biraz zorluk çekilen bir "zaman"dır.
Present perfect tense'in daima “şimdi” ile alakası vardır. Geçmişte olan bir olayın şuanda etkilerinin devam ettiği durumlarda kullanırız. Olay geçmişte oldu ama etkisi, içinde bulunduğumuz zamanda da devam ediyor.
B: Present perfect tense'in cümle yapıları şöyledir:
I/you/we/they have finished.
He/she/it has finished.
Present perfect tense'te 2 tane yardımcı fiil, "have ve has" kullanılır. Düzenli fiiller -ed takısı alırlar, düzensiz fiiler ise 3. halde kullanılırlar. Bu durum bütün cümle yapıları için geçerlidir.
I/you/we/they have ile kullanılırken, he/she/it has ile kullanılır.
• `Where's your key?' `I don't know. I've lost it.' (I haven't got it now)
(Anahtarın nerede? Bilmiyorum. Kaybettim. (hala bulamadım!))
Anahtarı kaybetme eylemi geçmişte gerçekleşti ama bulunamadı. Dolayısıyla etkisi devam ediyor.
• He told me his name but I've forgotten it. (I can't remember it now)
(bana adını söyledi ama unuttum.(şuanda da hatırlayamıyorum))
• `Is Sally here?' `No, she's gone out.' (she is out now)
(Sally burada mı?-- hayır dışarı çıktı)(şuanda dışarıda)
• I can't find my bag. Have you seen it? (do you know where it is now?)
(çantamı bulamıorum. Onu gördün mü?) (şuanda nerde olduğunu biliyormusun?)
Yepyeni, taze ya da az önce olmuş bilgiler verirken present perfect tense’i kullanırız.
• Ow! I've cut my finger.
(Ow! Parmağımı kestim.)
• The road is closed. There's been (= there has been) an accident.
(Yol kapalı. Kaza olmuş olmalı.)
• (from the news) The police have arrested two men in connection with the robbery.
(haberlerden)(Polis soygunla ilgili olarak 2 kişiyi tutukladı.)
“just, already and yet” present ferfect tense ile birlikte kullanılabilirler:
Just = `kısa bir süre önce, az önce':
Would you like something to eat?' `No, thanks. I've just had lunch.'
(bir şeyler yemek istermisin? –hayır teşekkürler. Az önce öğle yemeği yedim)
• Hello. Have you just arrived?
(Merhaba. Şimdi mi geldin?)
Beklenenden, umulandan daha önce bir olay olduğunda, present perfect tense’i kullanırız.
• `Don't forget to post the letter, will you?' `I've already posted it.'
(Mektubu postalamayı unutmayın olur mu?---Postaladım bile.)
• `What time is Mark leaving?' `He's already gone.'
(ne zaman gitti? "çoktan gitti.")
“Yet” = “şimdiye kadar” anlamında kullanılır. Ayrıca konuşmacı, bir şeylerin olmasını umuyorsa, kullanabiliriz. Sadece soru ve olumsuz cümlelerde kullanılır.
• Has it stopped raining yet?
(yağmur durdu mu?)
• I've written the letter but I haven't posted it yet.
(Mektubu yazdım ama henüz postalamadım.)
“gone (to) and been (to)” arasındaki farka bakalım:
• Jim is away on holiday. He has gone to Spain. (= he is there now or on his way there)
(Jimy tatil için yola çıktı. İspanyaya gitti.)(şuanda İspanyada ya da İspanya gidiyor, yolda.)
• Jane is back home from holiday now. She has been to Italy. (= she has now come back from Italy)
(Jane şimdi tatilden eve döndü. İtalyadaydı.)(İtalyadan şimdi döndü.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder