İngilizcede Relative clauses, who, which ya da that gibi ilgi zamirlerini (relative pronoun) içeren cümlelerin incelendiği konudur.
Relative pronoun'lar cümleleri birbirine bağlamak için kullanılırlar.
who | which | that |
who ve which 'in kullanımı
who insanlar için kullanılırken, which nesneler için kullanılır.
The man plays golf. He lives at No 10.
Adam golf oynar. O 10 numarada oturur. |
The man who lives at No 10 plays golf.
10 numarada oturan adam golf oynar. |
I like the girl. She works with Ann.
Kızdan hoşlanıyorum. O Ann ile birlikte çalışıyor. |
I like the girl who works with Ann.
Ann ile birlikte çalışan kızdan hoşlanıyorum. |
The letter is for me. You saw it.
Mektup benim için. Sen onu gördün. |
The letter which you saw is for me.
Gördüğün mektup benim için. |
I have got those books. You wanted them.
Şu kitaplar benim. Onları sen istedin. |
I've got those books which you wanted.
İstediğin şu kitaplar benim. |
Örneklere dikkat edersek, relative pronoun' lar, kendinden hemen önceki "isim" ya da "nesne" hakkında bir açıklama getirmektedir.
Aşağıdaki örnekleri inceleyelim:
The people who live downstairs are Irish.
Alt katta yaşayan insanlar İrlandalı. |
İnsanlar, öyle insanlar ki alt katta yaşayanlar; İrlandalı.
"Who" people için bir açıklama niteliğinde.
The shop which sells that good bread is closed today.
Bu iyi ekmekleri satan dükkan bugün kapalı. |
The dictionary which I bought yesterday isn't very good.
Dün satın aldığım sözlük çok iyi değil. |
That cheese which you like comes from Scotland.
Senin sevdiğin peynir İskoçyadan geliyor. |
Do you know the girls who are standing by the window?
Pencerenin yanında ayakta duran kızları tanıyormusun? |
I can't find the key which opens this door.
Bu kapıyı açan anahtarı bulamadım. |
That'in Kullanımı
That, hem insanların hem de nesnelerin yerine kullanılabilir.
Yani that ve which 'in yerine kullanılabilir.
Aşağıdaki örnek cümleleri inceleyelim:
The man that lives at number 8 is getting married.
8 numarada oturan adam evleniyor. |
Yıldız olan yerde "that" kullanalım.
I'd like to speak to the person. * She wrote this letter.
Şahısla konuşmak istiyorum. O bu mektubu yazdı. |
I'd like to speak to the person that wrote this letter.
Bu mektubu yazan şahısla konuşmak istiyorum. |
The tomatoes * are all bad. I bought them yesterday.
Domateslerin hepsi kötü. Onları dün satın aldım. |
The tomatoes that I bought yesterday are all bad.
Dün aldığım domateslerin hepsi kötü. |
Joe's got a motorbike. * It can do 200 km an hour.
Joe'nun bir motorsikleti var. (motor) Saatte 200 km yapıyor. |
Joe's got a motorbike that can do 200 km an hour.
Joe'nun saatte 200 yapan bir motorsikleti var. |
Is that the computer? * It doesn't work.
Bu bilgisayar mı? Çalışmıyor. |
Is that the computer that doesn't work?
Çalışmayan bilgisayar bu mu? |
A man * wants to marry my sister. He lives in New York.
Bir adam kız kardeşimle evlenmek istiyor. O New York'da yaşıyor. |
A man that lives in New York wants to marry my sister.
New York'da yaşayan bir adam kız kardeşimle evlenmek istiyor. |
The doctors * all said different things. They looked at my leg.
Doktorların hepsi farklı şeyler söyledi. Onlar bacağıma baktı. |
The doctors that looked at my leg all said different things.
Doktorların hepsi farklı şeyler söyledi. Onlar bacağıma baktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder